Evet çok değerli okuyucular, uzun süre gündemi etkileyecek olan ‘Hakkari Seyahatnamesi’ adlı köşe yazım, sizleri de benim gibi derinden etkileyeceğine eminim.
Yazacağım haberi okuduktan sonra, yorum kısmına konu ile ilgili önemli düşünceleriniz olursa, bizimle paylaşırsanız çok memnun olacağımı şimdiden belirtmek isterim. Bilgiler ve sorunlar paylaştıkça ancak doğrular bulunabilir.
Kıymetli Van Havadis Gazetesi okurları ve takipçileri, GAP Gazeteciler Birliği olarak bundan yaklaşık iki ay öncesinden Mersin'in şirin ve büyük ilçesi Silifke'de toplanarak bir karar aldık. Doğu ve Batı kaynaşmasını sağlamak anlamında, ara ara bazı önemli yerleri ziyaret ederek, fikir alışverişinde bulunacağız diye.
Bu seferki ilk durağımız Hakkari olacaktı. Hakkari’ye gitmek için Van’a uğramadan gitmek mümkün olamazdı. Van dışından gelen heyetimizle Van’da buluştuk. Van’da hizmet odaklı ve fiziki yapısı ile insanları büyüleyen Haldi Otel’de kalmaya karar verdik. İl dışından gelen Gazeteci ve Turizmci dostlarımız Haldi Otel’de valizlerini bıraktıktan sonra, şehir merkezinde kısa bit tur atma fırsatını bulduk. Akşam yemeğine Van Ticaret Ve Sanayi Odası’nın misafiri olacaktık. Bu anlamda saat 19:30 gibi Van Ticaret ve Sanayi Odasına geçtik. Oda Başkanı Necdet Takva’nın verdiği brifing ve bilgilendirme toplantısından sonra üst katta yemeğe geçtik. Güzel bir ev yemeği menusunu hazırlayan Van TSO heyetine teşekkür etmeden olmaz tabi.
Sabah saat 08’de yapılan kahvaltıdan sonra Van’dan ayrılarak Hakkari’ye doğru yol aldık. İlk durağımız Çavuştepe oldu. Çavuştepe deyip geçmemek lazım. Çavuştepe kalesi başlı başına bir tarih. Çavuştepe kalesinde, Urartu’ları çok iyi anlatan ve çivi yazısını okuyan efsane isim Mehmet Kuşman abimiz bizleri karşıladı. Mehmet Kuşman amca, heyetimize Çavuştepe ile ilgili çok önemli bilgiler aktardı, kendisine buradan ayrıca teşekkür ediyoruz. Çavuştepe kalesinde yapılan çok özel röportajlardan sonra Hakkari’ye doğru yol almaya başladık.
Hakkari’ye giderken tarihi Hoşap kalesine uğramadan gitmek biraz abes olur dedik ve Hoşab Kalesine uğramaya karar verdik. Hoşap Kalesine uğrayalım ve biraz araştırma yapalım derken, Hoşap kalesinin kale gibi olan kapılarının kilitli olması bizleri hayal kırıklığına uğrattı. Allah’tan Hoşap halkı hepsi benim tanıdıklarım ve bir çoğu yakın akrabam. Abimin kayınbiraderi olan Özdemir Sırma’yı arama fikri aklıma geldi. Özdemir Sırma’nın evi kaleye çok yakın olduğundan, bekçiyi tanıyabileceği aklıma geldi. Akrabamız olan Özdemir Sırma’yı aradım, bana bekçinin ismini ve numarasını gönderdi. Kale bekçisi olan Necmettin Gezgen’i aradım kendisinden kalenin kapısını açmasını rica ettik. Gazeteci olduğumuzu söyledik kendimizi tanıttık. Sağolsun Necmettin Gezgen bize anahtarı göndererek Hoşap kalesinin kale gibi olan kapılarını açtırdı.
Kaleyi görme ve gezme fırsatını bulduk. Kaleyi gören Gazeteci arkadaşlar hayranlıklarını gizleyemediler. Yaklaşık bir saat Hoşap kalesini detaylı bir şekilde dolaşarak muhteşem eseri dünyaya tanıtmak anlamında önemli fikirler edindik ve fotoğraflar çekindik.
Hoşap Kalesini gezdikten sonra hemen yanı başında duran Sarı Süleyman tarafından yapılan Cami’de namazımızı kıldık. Hoşap çarşısında bizi bekleyen Muhtar Aydın Gezgen ve köy halkı ile buluştuk. Tanışma Faslısından sonra, bir yandan sıcak çayımızı yudumlarken, bir yandan da Hoşap halkının sorunlarını dinledik. (Hoşap halkının sorun ve isteklerini sizlere ayrıca aktaracağım)
İçtiğimiz çay o kadar güzeldi ki, ikişer üçer çay içtik, belki de yorgunluğumuzdan dolayı çay güzel geliyordu bize. Çayımızı içtikten sonra, Hoşap Muhtarı ve Köy heyeti ile vedalaşarak Hakkari’ye doğru yola koyulduk. Yolculuğumuz oldukça güzel geçiyordu, aracı kullanan Hamit Özpolat sağlam bir şoför olduğunu hemen belirtelim. Gazeteci Hamit Özpolat sağlam ve tecrübeli Şoför olabilirdi fakat geçtiğimiz yollarda acemi şoförler karşımıza çıkabilir düşüncesi ile Hamit Özpolat’ı sürekli “Aha keskin viraj var.
Aman dikkat yüksek tümsekler var. Aha önümüzde kör noktalar var” diyerek hız yapmasına engel olmaya çalışıyordum. Hakkını yemeyelim Hamit Özpolat çok iyi bir kaptan. Genel Başkanımız Zeynel Abidin Kıymaz ve birkaç arkadaşımız, Zeynel Abidin Kıymaz’ın kullandığı araç ile yolculuk yaparken, bizlerde Hamit Özpolat’ın kullandığı araçla yolculuk yapıyorduk. Bana göre Türkiye’nin en güzel ilçesi olan Başkale ilçemize maalesef uğrayamadık…. Devamı bir sonraki yazımda….
Kaynak; HAVADİS