Kentleşme ve gelişme konusunda talihsiz bir vilayetiz. Bize "terör bölgesi" damgası vuruldu. Sürgün yeri denildi. Bu çağda halen elektrik ve su kesintisi yaşıyoruz, ulaşım sorunu yaşıyoruz... Bu dağların dili olsada konuşsa bu şehirde oluk oluk akan kanı, çaresizliğimizi haykırsa.
Siyasilerin oyun alanı seçildi kentimiz. Hükümetler yatırım yapmadı. Boşalan köyler, artan işsizlik yeni bir kambur oluşturdu. Herkes bize düşman bizde kendimize düşmanız. Kabul etmeliyiz ki çok kavgacı bir toplum oluverdik. Gün yok ilimizde aşiret ve aile kavgası olmasın. Ve bana göre kavganın tek tanımı cehalettir. A aşiretten birisi B aşiretten biri ile kavga etiğinde iki aşiret birbirine acımasızca saldırabiliyor. Kim haklı, kim haksız araştırması yapılmadan.. Oysa bu kişisel bir kavgadır, neden aşirete dönüştüğünü anlamış değilim.
Kavga güç gösterisi ve marifet değildir. Güçlü olmak cesur bilgilere sahip olmaktır. Elimize geçirdiğimiz sopa ve taşlarla acımasızca saldırıyoruz, çirkin görüntüler oluşturuyoruz. Tartışmasını bilmiyoruz, en ufak söz düellosu hemen şiddete dönüşüyor. Üstelik basit sebeplerle.
Hakkari'de aşiretler arası çatışmaları, aile kavgalarını dindirecek ak sakallı akillerimiz yok. BDP il örgütü ve Belediye yöneticilerimizi de ilgisiz ve pasif görüyorum. Parti ekstradan "Kavga Komisyonu" nu oluşturmalıdır. Bitmek bilmeyen aşiret ve aileler arası kavgalara müdahale edilmelidir.
Bahçeme ineği girmiş, çocuğu çocuğumu dövmüş, yolda yürürken oğluma omuz atmış, bana borcu vardı ödememiş, kızıma çıkma teklif etmiş, arabama çarpmış gibi konularla biribirimize saldırıyoruz. Güvenlik birimleri kızmasın ben hep cesur ve doğruyu yazarım. İlimizde aşiretler arası kavga olduğunda dikkat edin polis geç müdahale eder. Neden ? "Bırakalım biraz birbirlerini haşlasınlar" dediklerini duyar gibiyim.
Sevgili dostum, Hakkari esnaflarından Hekim EGE geçenlerde seslendi ve dükkanına davet etti. "Abi, ne olacak bu halimiz, hangi çağda yaşıyoruz. Hakkari'de hepimiz birbirimizi tanıyoruz. Büyük bir aileyiz. Bıktık bu kavgalardan. Her aşiretten aydın kardeşlerime sesleniyorum gelin kavgaları protesto edelim, durduralım. Gerekirse büyük bir yürüyüş yapalım" dedi. EGE kardeşim gibi tüm duyarlı ve aydın kesim bu kavgalardan rahatsız.
İlimizdeki bu kavga modasına son verelim. Gün kucaklaşma, sarılma, bütünlük, beraberlik günüdür. Gün açılım, barış, huzur, kalkınma günüdür. Cenaze, taziye ve düğünlerimizde göstermiş olduğumuz dayanışma örneği ve sağduyusunu en zor ve kötü anlarımızda da gösterelim. Pırıl pırıl gençlerimiz kalem tutması gereken ellerinde taş ve sopa ile kavga görüntüsü karesinde yer almamalıdır. Hiç bir kavga ve şiddetin tanımı ve haklılığı olamaz.