Önce mahrumiyetle anıldı. Sonra terörle tanındı. Beni kızdırma yoksa seni Hakkari'ye sürerim. Yoksa sen Hakkari'limisin? Neeee Hakkari'den mi geldin? Ne işin var Hakkari'de?
Derken siyasiler kürsülerde aynı nakarat yapmaktan sıkıldılar ve malzeme olarak Hakkari'yi kullandılar. Sıkıysa Hakkari'ye git..Hakkari'de bayrak dalgalandırabilirmisin?...
Bunları da geçtik. Son günlerde hangi parti hangi ilde ne kadar oy alır anketleri yapılıyor. Hakkari'de Ak Parti ve BDP başa baş yarışıyormuş deniliyor. Anket zor bir çalışmadır. Seçmenlerle teke tek görüşülür ve bu görüşmeler kayıt altına alınır.
Kimselerin ilimize geldiği de yok, anket filan da yok. Hakkari daha seçim havasına bile girmedi. Çünkü burada halen kan akıyor. Cenazeler üşüyor, gözyaşları yanaklarda buzlandı erimiyor. Biz inadına barış dedikçe savaş rüzgarı yüzümüzü okşuyor, canımızı yakmaya devam ediyor.
Bütçe görüşmelerinde Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın konuşması beni çok etkiledi. Aslında tüm konuşmaları beni ve herkesi etkiliyor. Çünkü belgelerle, kanıtlarla, doğrularla haykırıyor. Gür sesi, güçlü duruşu, edebi üslubuyla yöre halkını çok iyi temsil ediyor. Bir doktor misali bölgemizin tüm yaralarını ve sancılarını meclise taşıyarak iyileştirmek istiyor. Ama onu dinleyen, dermen veren hükümet yok. Sayın Kaplan'ın çantasındaki belgeler yanıt bulsa bölgemiz refaha, huzura ve her türlü güzelliğe kavuşur.
O yüzden Hakkari'yi rahat bırakın, halkımızın acılarıyla alay etmeyin. Bu ateşi söndürmek istemiyorsunuz bari körüklemeyin… Gever’e “GEBER” diyen ve bu gerginliklerden beslenenlere fırsat verilmeyecektir. İnadına inadına barış diyeceğiz ve kentimizin kalkınması, halkımızın huzuru için direneceğiz…