Şu pandemi dönemi dediğimiz koronavirüs salgın dönemi tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz Türkiyede de olumsuz etkiler yaptı. Olumsuz etkiler bıraktı. Bunu başta sağlık olmak üzere eğitim ve hayatın her alanında ekonomide ticarette ve turizm ile ihracaatta çok büyük tahribatlar yarattığını gördük şahit olduk.
Her akşam TV ekranları karşısında haberler izlerken bu durumun bazen yakinen şahidi oluyorduk. Gerek dünyadaki ve gerkse ülkemizdeki koronavirüs vaka sayıları ölen insan rakamları ve alınan önlemleri duyuyor ve hayatımıza uyguluyorduk.
Sokağa çıkma yasakları kapanan iş yerleri eğitime verilen aralar ve salgının bulaşıcı halinin devamı ekonomide olumsuz zararlar veriyor ve insanlarımıza nefes aldırmıyordu.
Hükümette bununla ilgili tedbirlere başvuruyor ancak aksamaların olmadığı ve bazen yardımların yetersiz olduğuda biliniyordu. İlk etapta yoksul ve fakir ailelere nakdi destek yardımları arkasından dükkanları kapanan esnafların borçlarının ötelenmesi kira desteği ve diğer birçok hususlarda yardımlar yapılmaktaydı.
Tüm bunlar yeterli miydi?
Hükümete göre evet ama muhalefete göre ise hiçbir şey yapılmamış ve vatandaş çok mağdur edilmişti. Üstelik yılın ikinci yarısında dolar ve auronun fırlaması ekonomiyi daha da zor durumda bırakmıştı. Pahalılık alıp başını gitmiş ve zam furyası tüm acımasızlığıyla piyasaları etkilemişti.
Doların fırlamasında artan tüketim ürünlerinin fiyatları dolar indiğinde yine aynı kalıyor ucuzluğun emaresi okunmuyordu.
Keyfi zamlar vatandaşı canından bezdiriyor zaten kapanan ve işsiz kalan milyonlar için hayat çekilmez bir hal alıyordu.
Hükümet tedbir üzerine tedbir alırken bile bunların önüne halen geçilemiyordu. Bir aksilik vardı. Bunun tam olarak ortaya çıkması ve vatandaşın daha fazla mağdur edilmemesi gerekmekteydi.
İşte bu noktada muhalefet bu olumsuzlukları gündeme getirerek hükümete veryansın ediyordu. Ama çözüm için bir öneri ve bir yol göstermiyordu.
Hükümet vatandaşın bu çığlığına yerine göre sessiz kalıyor ve piyasaları yeterince kontrol altına alamıyordu.
Medya dediğimiz yazılı ve görsel basın da bunun ettkisindeydi.
İktidar karşıtlarına göre hiçbir şey iyi gitmemekte Türkiye bir batağa ve yönetilememe durumuna düşmekteydi.
İktidar taraftarı medya ise Türkiyenin her ne kadar güç durumda olduğunu ve sıkıntılarının bulunduğunu belirtse de bunların giderilmeyecek sıkıntılar olmadığını sıralıyordu.
Avrupa'da yayınlanan Les Echo yayın grubuna göre ise Türkiye 2020 yılında 193 ülke arasında ekonomik büyümeyi başaran 26 ülke arasında gösterilmekteydi. Ve 2020 yılı içerisinde TL dolar ve avro karşısında yüzde 15 değer kazanıyordu.
Bir diğer hususu da Hakkari'den bildirelim.
Hakkari tarihinde hiç olmadığı kadar inşaat geçen yıl yani 2020 yılında yapılmıştı.
Bir yanda pandemi işsizlik kapalı mekan ve iş yerleri ve bir yandan da 80 yıllık tarihinde hiç olmadığı kadar yapılan binalar inşaatlar.
İşte iki Türkiye'den bir özet.
Yorum sizin!