Günlerdir üzerinde çalışılan ve büyük emeklerle programlanan halk toplantısına katılım zayıftı. HATSO konferans salonuna iştirak eden kişi sayısı 300 kişiydi. Bir yazar olarak iki ayrı Hakkari görüyorum. Biri bitkisel hayatta, çırpınan diğeri ise ne çıkarsa bahtıma deyip kaderine razı olan ve önemsemeyen Hakkari... 300 kişi ile iftardan sonra gerçekleşen ciddi toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunarak yol haritasının belirlenmesi üzerinde ter dökülürken dışarıda renkli bir hayat devam ediyordu.
Trafiğe kapatılan yollarda kurulan oturaklarda kimisi kaçak çayını yudumluyor, kimisi mısır ve tatlı yiyor, kimi de kol kola eşi ve arkadaşıyla cadde boyu turlayarak ramazan akşamlarının keyfini çıkartıyordu. Bunlar yetmez ki her taraftan canlı müzik ve eğlenceli görüntü dikkat çekiyordu. Hayat dursun, herkes yas tutsun demiyoruz. Lakin HATSO yönetimi ve komisyon üyeleri geceli gündüzlü çözüm yolları ararken her aileden 1 kişi toplantıya katılım sağlayabilirdi. MHP İl Başkanı Fatih Özbek'in dışında hiçbir siyasi parti başkanı da iştirak etmedi.
60'a yakın sivil toplum örgütü ve dernekler mevcutken yarısı bile yoktu. Bu toplantı bugün saat 17.00 da yapacağımız yürüyüşün de fragmanı gibi geldi bana. Yani 80 bin nüfuslu şehirde yarısı yani 40 bin katılım olması gerekirken yine bizi üzecek ve şaşırtacak görüntüyü görür gibiyim. Bizler bu ilgisiz ve duyarsızlığımızla her türlü haksız uygulamaya layık görülürüz.
Bu durumun siyasi bir tarafı ve sakıncası yoktur. Memur, işçi, esnaf her kesim katılmalıdır. Demokratik yollardan, saygın bir duruş ile dikkat çekmeye çalışıyoruz. Dün akşam yapılan toplantı için üzülerek FİYASKO diyorum ve ne yapmaya çalıştığımızı anlamakta zorluk çekiyorum.