Eğitimci ve gazeteci bir aileden gelmekteyim. 26 yıllık öğretmenlik hayatım boyunca birçok öğrenci yetiştirmiş ve bugün çoğu çeşitli görevlerde bulunan öğrencilerimi gördükçe gurur duymakta ve onurlanmaktayım.
Eğitim hayatım boyunca öğrencilerime sevgiyi, saygıyı, kendilerine özgüveni ve başkalarının hak ve hukukuna saygıyı, inancı ve haktan yana olmayı vermeye çalıştım. Kendilerine ve ailelerine yararlı birer evlat olarak yetişmeleri hususunda eğittim, eğitmeye çalıştım.
Bu süre içerisinde müstear isimle çok yazılar kaleme aldım ve mahalli gazetelerde yayınlattım.
Yaklaşık kırk yıl süren bu yazı çalışmalarımda hiçbir zaman mahkemelik ve davalık olmadım. Kişilerin haklarını koruduğum, onların kişilik ve makamlarını rencide etmediğim gibi kişilerin düşünce ve siyasi görüşlerine de saygı duydum, hürmet ettim.
Daima haktan ve hukuktan yana ve daima iyiye, güzele ve doğruya şiarı içerisinde yazılarımı kaleme aldım, almaya çalıştım.
Hiçbir zaman bir siyasi partiye yaranmadım. Yaralanmak istemedim. Yazılarım genelde amme menfaati ve Hakkâri halkı ve Türkiye toplumu için Türkiye için yarar sağlayacak düzeyinde tuttum.
Çok iktidarlar gördüm. Bunları yurdun bu en ücra yerinde eleştirdim, olumlu icraatlarını da desteklemekten geri kalmadım.
Hakkâri’de de çok başkan ve valilerle tanıştım ve eleştirdim, Eleştirmeye çalıştım yaptıkları olumsuz icraatları yüzünden.
Ama bu süre zarfında hiçbir başkan ve validen bir menfaat ve çıkar talebim olmadı. Bir iş veya kadro teminim olmadı. Onlara -affedersiniz- “yalakalık” yapmadım. Böyle bir iş karakterime uymadığı gibi yetiştiğim aile ortamı ve aldığım eğitim ile tamamen ters bulunmaktaydı.
Üç günlük dünya için buna tevessül etmedim, tevessül etmem.
Mayıs 2017 tarihinden itibaren Hakkâri Haber internet sitesinde yazılarım yayınlanmakta ve daha önce de Hakkâri Posta internet sitesinde ve Yeni Hakkâri Gazetesinde makalelerim yayınlanmıştı.
Bu yazıların hiçbirinde kişi hak ve hürriyetlerine saldırı veya kişi makam ve mevkilerine aşırı övgü ve methiye düzmedim.
Kendimi bilerek ve karşımdaki kişilerinde kişilik haklarının bilincinde olarak ve özellikle amme menfaatini gözeterek yazılarımı kaleme aldım.
Kişi ve şahıslarla işim olmadı.
Kişinin bulunduğu makama saygı çerçevesinde yapılmış bir yanlış uygulama varsa eleştirmeye çalıştım.
Yazılarım elbette herkes tarafından takdir edilecek veya beğenilecek değildir.
Beşer şaşar misali bizim de birer beşer olma hasebiyle yanlışlarımız, hatalarımız ve eleştirilecek çok yanlarımız vardır ve olacaktır.
Yayınlanan yazılarımın altında okurların eleştirileri elbette olacaktır. Olması çok tabiidir. Okur bizi bu yönde eleştirse kendimizi bir kez daha tartar ve yapmış olduğumuz hatamızı düzeltmeye çalışırız.
Okur bize “yalaka” diyor, “haber Dili’mizi beğenmiyor, “utanmaz” ve “devran dönüyor” diyerek her devrin adamı diyor.
Okurun eleştirilerini doğal karşılarız. Onun en tabii hakkı deriz. Bizim başkasını eleştirdiğimiz gibi başkaları da bizi eleştirecektir.
Ama eleştirileri yaparken olaylara objektif ve tarafsız gözle bakıyor muyuz?
Saplantı haline gelmiş çoğu düşüncelerimizden kendimizi alıkoyuyor muyuz?
Bunda bizi tanıyan ve yazılarımın genelini okuyanların hiçbir zaman bizim bir “yalaka” olmadığımızı, yazılmış hiçbir yazımdan utanılacak bir şeyi kaleme almadığımı ve hiçbir zaman devrin adamı olmadığımı göreceklerdir. Kalemimin hak ve hukuktan ve doğruluktan yani hak ve hakikatten ayrılmadığımızı bileceklerdir.
Bu kalem hiçbir zaman utanacak bir haber yapmadığı gibi “haber Dili’nin de haktan ve hakikatten yana olduğunu tekrar ikrar etmektedir.
Demokrasiye inanan, insanca yaşamayı savunan, kişi hak ve hürriyetlerini önemseyen, inanca saygıyı pekiştiren ve kendisine yapılmasını istemediği bir hareketi başkalarına da yapmayan bir zihniyetteyim.
Bu kalem yıllardır bunları savundu ve savunmaya devam edecek.
Dar zihniyetli ve at gözlüğü ile dünyaya bakanlar bize bunu çok görmesin.
