Yıllardır toz ve çamurdan muzdarip biz Hakkârililer galiba ıhlamur kokusuyla tanışacak ve artık cadde ve sokaklarımız ile evlerimiz tozdan yani toz kokusundan ziyade bu kez ıhlamur kokularına alışacağız. Ihlamur kokacağız.
Proje uygulanıp gerçekleşirse yakında buna şahit olacağız.
Denizlerin dalgalanmadan durulmayacağı ve ateşin yanmadan kül olmayacağı gibi galiba Hakkâri’mizde yıllardır çamur ve toza bulanmış hayatlarını bu kez güzelliklere ve yeşillikler içerisinde ve imar edilmiş bir Hakkâri’nin ıhlamur kokuları her tarafa yayılacak ve bu şehir de yaşanabilir kılınacaktır.
Her ne kadar ilden düşüyoruz, ilçeye dönüşüyoruz söylentisinin gerçek payı olsa da bu ilde yoğun bir alt yapı çalışmaları devam etmekte ve şehir baştan sona bir şantiyeye dönüşmüş bulunmaktadır.
Belediyeye kayyum atandıktan sonra ilin alt yapı çalışmaları hız kazanmış ve her tarafta yoğun bir çalışma gözlemlenmiştir. Halk toz, çamur ve kazı çalışmalarıyla bizar olurken bunun son bir şans olacağı ve tüm bu zorluk ve çekememezliklere rağmen hayatın güzelleşeceği, bizimde yaşanabilir bir yerde hayatımıza kalındığı yerden devam edeceği umudu sürmektedir.
Belediye geçen ilkbaharda binlerce ıhlamur ağacı getirtti. Bunu çoğu park ve mezarlıklar ile yol kenarlarına dikti. Bilindiği gibi ıhlamur çok yıllıklı ve hoş kokan bir ağaç türüdür. Açılan çiçeklerinden baygın ve hoş kokuları etrafına yaymaktadır.
Nasip olur ve Hakkâri’mizin alt yapıları tamamlanıp yani içme suyu sorunu, kanalizasyon sorunu ve enerji de toprak altına çekilip bu sorun da çözüldüğünde sanırız insan gibi yaşamağa ve medeniyetin her türlü nimetlerinden yararlanarak, kendisi temiz, çevresi temiz ve yeşilliği bol bir ilde yaşama şansına sahip olacağız.
Bir hayalden bahsetmiyoruz.
İnsan olmanın ve insan gibi yaşamanın bir gereği olan böyle bir yerde yaşamağa çalışıyor ve bunun özlemi ve çalışmalarını gözlüyoruz.
Yıllardır toz, toprak, çamur ve hiçbir hizmetin uğramadığı bu şehrinde bize yaşamayı müstahak görenler yapılan çalışmalardan sonra bunun çok zor olmadığını ve “hemen başla” ve “kararlı ol” düsturlarının bunu getirdiğini görmektedirler.
Bu şehir için çalışmak ve bu şehir halkına hizmet götürmek çok zor olmasa gerek. İş o ki kişi o makama ve o sorumlu yere geldiğinde yapacağı hizmet ve çalışmalar için kararlılığını ve hemen bir an önce çalışmalara başlaması gerektiğinin bilincinde ve gayretinde olmasını bilmektir.
Unumuz vardı, yağımız vardı, şekerimiz vardı ama onu bir türlü helva yapıp yiyemiyorduk.
Devlet baba belediye hisseni gönderiyordu. Bunun yanı sıra yine birçok kalemden milyarlarla ölçülen bir gelir akışı oluyordu. Tüm bu gelirlerin hizmete dökülmemesi, hizmete yansımaması ister istemez insanın aklına hizmet kararlığının olmamasını ve işe hemen dört elle sarılamadığının sonucunu gösteriyordu.
Bu halk buna müstahak değildir desem “hangi halde bulunuyorsanız o şekilde yönetilirsiniz” hadisini es geçmiş olurum.
Bizimde kabahatimiz büyük ki yıllardır bu çileyi çektik ve çekiyoruz.
Sorumluluk bilincine varmadan ve yöneticilerini sorgulamadan hizmete kavuşamayacağın ve hizmet göremeyeceğin o kadar aşikâr ki.
İnşallah bundan sonra bu bilinçte ve bu sorumluluk duygusu içerisinde hareket eder ve yaşanabilir bir Hakkâri’yi çocuklarımıza bırakırız.
Ihlamur kokularının her tarafa yayıldığı ve mis kokan temiz ve yeşil bir Hakkâri hepimizin özlemi.
Buna kavuşmak fazla bir zaman mı alacak?
Bekleyip göreceğiz.