Eskiden sadece Siirt'li esnafların ikamet ettiği ve halk arasında "cadda sertiya" denilen Kayacan caddesi hiçbir hizmetten nasibini alamadı. Ak Parti İl binası ve cemaate ait dershanelerin bu cadde de olması daha da itici kıldı Kayacan caddesini.
Burada gerginlik ve olaylar hiç eksilmedi. Ak Parti'nin taşınmasıyla nefes alan yetim cadde nihayet ilgi görmeye başladı. Müftülük güzel bir hizmet binası inşa etti. Birkaç esnaf toprak olan dükkânları modern bina haline getirdi ve cadde hareketlenmeye başladı.
Yetim cadde sonbahara girerken ilgi ve şefkat görmeye başladı. Belediye kış uykusundan uyandı ve caddeye el attı. Yollar onarılmaya başlandı ama bilinçsizce. Çünkü Vedaş ve Telekom ile işbirliği yapmadan çalıştı. Böyle rastgele çalışınca da su, telefon, internet hatlarına zarar verdi. Cadde de ikamet eden sakinler bir hafta iletişimden mahrum kaldılar.
Her ilde gördüğüm sadece ilimizde göremediğim bir ayrıntı dikkatimi çekti. Yoğun bakıma alınan cadde de “size vermiş olduğumuz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz” tabelası neden yer almıyor. Belediye yol yapım çalışması yaparken, vatandaşa geçici rahatsızlık verirken neden uyarı ve özür tabelası kullanmıyor…
Van-Yüksekova ve Diyarbakır’a kısa bir süre önce gittim. Belediyenin başlatmış olduğu yol ve cadde çalışmalarını izledim. Tek kelimeyle hayran kaldım. İthal başkan modeli devam ettikçe kentimizde çok cadde yetim hatta öksüz kalmaya devam edecek.
Bahs ettiğim Kayacan caddesi halen kırk yıl önceki Hakkari’yi andırıyor. Orada halen yetmiş yıllık toprak evler duruyor. Çevre ve görüntü kirliliği oluşturuyor. Çağa ve kent olma özelliğine ters olan bu yapıtlar neden yıktırılmadı. Eğer dışarıdan bir adam getirtip alt yapısını bilmediği bir kente reis yaparsanız bilmediği caddeye ve gitmediği mahalleye nerden ve nasıl ulaşsın ki?
Belediye kendi içinde barışık ve mutlu olabilir. Fakat halk gözünde ciddiyetini ve saygınlığını kaybetmiş bir kurumdur. Yerel seçim öncesi bu ciddi eleştirimi BDP parti yönetimi ele almalı ona göre yeni ve radikal kararlar almalıdır. Su ve emlak borçları olmazsa inanıyorum ki personel dışında kimse o kuruma uğramaz bile. Üstelik eleştiriye de gelmiyorlar. Şu an bu yazdıklarıma ve bana kalemi bile kırmış olabilirler. 2014 yılında mart ayında yapılacak olan seçimlerde çok ayrı ve çok özel bir belediye ve belediyecilik anlayışını istiyoruz.