Emperyalist ülkeler kendi hegemonyalarını genişletmek ve daha fazla sömürü için iki kez dünyayı ateşe attı. 1 ve 2. Dünya savaşları bu yüzden çıktı.
Milyonlarca insan katledildi, öldürüldü ve yok edildi. Yüzlerce şehir ve kasaba harabeye çevrildi. Yüz milyonlarca insanı sakat bıraktı. Milyonlarca çocuk yetim ve milyonlarca kadın eşsiz kaldı. Dünya kan gölüne döndü.
18 Mart 1915 işte emperyalistlere karşı Türk halkının Kürdiyle, Çerkez’iyle Çanakkale’de verdiği şanlı direnişin sembolüdür. 7 düvele karşı canlarını hiçe sayarak ve yurdunu namahreme teslim etmemek ve sömürüye karşı verdikleri kahramanlık hikâyesidir Çanakkale.
“Çanakkale Geçilmez” 1915’ten günümüze kalan şanlı direniş anahtarıdır.
Bu tarihte 250 bin şehit verilmiş, gökten yağmur gibi yağan mermilere göğüsler siper edilmiş, atılan dolu misali bombalara canlar feda edilmiştir. Ama Çanakkale geçilememiş ve düşman donanması denizde batırılarak karaya çıkan paralı askerleri de öldürülerek gerisin geriye kaçmışlardır.
Çanakkale Zaferi Anadolu’nun işgal hareketinin önlenmesinde kilit rolü oynamış ve İstiklal Savaşının başlangıç fişeğini ateşlemiştir. İnançlı, imanlı ve vatanı için hiçbir şeyden çekinmeyen ve en büyük sermayesi olan canını feda etmekten kaçınmayan kahraman Mehmetçiklerin dünya tarihine altın harflerle yazdıkları zaferin adıdır Çanakkale.
Çanakkale Zaferinden 73 yıl sonra 16 Mart 1988 tarihinde yine bir Mart ayında Emperyalistlerin kuklası durumunda olan ülkelerde de kukla, ağababalarının emirlerini ve isteklerini yapmaktan çekinmemiş ve katliama imza atmıştır.
Irak’ta Emperyalistlerin uşağı ve kuklası durumundaki Saddam Hüseyin 16 Mart 1988’de Halepçe kasabasına kimyasal silah kullanarak oradaki beş bine yakın Kürt’ü katletmiştir.
Kuzey buz denizinde mahsur kalan bir balina için dünyayı ayağa kaldıran Emperyalist güçler bu katliama sessiz kalmış ve katliam açığa çıktıktan sonra bile telin etmemişlerdir.
Çanakkale Zaferinin 103 yıldönümünü kutlarken şehitlerimize Allahtan rahmet diliyoruz.
Keza kimyasal silahlarla katledilen çoluk-çocuk sivil beş bin Kürt kardeşimiz için de Allahtan rahmet diliyoruz.
Ve inanıyoruz ki emperyalistlerin bu bölge üzerindeki oyunları tarihin hiçbir döneminde bitmemiş ve halkları birbirine kırdırarak sömürü çarklarını döndürmeye çalışmış ve çalışmaktadırlar.
Bir damla kan bir damla petrolden daha değerlidir diyen Musollini gibi faşist babalarının zihniyetinde ve politikaları çerçevesinde emperyalistlerin arzu ve emelleri bu bölgeden hiç bitmeyecektir.
Bunun için uyanık olmalı yeni yeni Halepçe ve bir Çanakkale daha yaşamamak için birliğimizden ve dirliğimizden ödün vermemeliyiz.
Her yıl Mart ayını bu çerçevede görüyor ve dünyayı şekillendirip kendi hegemonyaları altına almaya çalışan emperyalistlere kulak asmamamızı, onlardan asla ve asla bize dost ve yardımın olmayacağını bir kez daha belirtiyorum.
AB, ABD, Rusya ve Çin dün ne ise bugün de o.
Fazla söze ne hacet.