Bu Yol Bahar Getirmiyor Acı Taşıyor
Van-Hakkari kara yolunda yolcu minibüsüyle kamyonetin çarpışması sonucu 8 kişi yaşamını yitirdi, 11 kişi ise yaralandı. Dört yaralının durumu ağır. Kazanın hemen ardından sağlık ekipleri, jandarma, AFAD ve UMKE olay yerine sevk edildi. Yaralılar çevredeki hastanelere kaldırılırken, hayatını kaybeden yurttaşların isimleri yürekleri dağladı. Yine aynı acı, yine aynı feryat yankılandı:
“Yeter artık, bu yol can almasın!”
Hakkari-Van ve Hakkari-Şırnak arasında yıllardır beklenen kısa, güvenli ve konforlu yol talebi artık ertelenemez bir zorunluluğa dönüşmüştür. Bu yörede yaşayan herkes, yurttaşlar, sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri, esnaf odaları aynı çağrıyı yineliyor:
“Bizi bu çileli yoldan kurtarın.”
Zira bu coğrafyada yol, yalnızca ulaşım aracı olmanın ötesindedir; yaşamın teminatıdır. Sevdiklerine güvenle kavuşmanın, acil sağlık durumlarında vakit kaybetmemenin, günlük hayatı sürdürebilmenin bir şartıdır. Ancak her bahar, her kış, bir trafik faciası ve ardından yitirilen hayatlar... Bu yük artık taşınamaz hâle gelmiştir.
Hakkari yolları, 1970’li yıllarda dönemin kıt imkânlarıyla açıldı. O günden bugüne dünya değişti, teknoloji ilerledi, yollar çağ atladı. Ama Hakkari-Van hattı hâlâ aynı acıyı taşımaya devam ediyor. Her yıl onlarca kaza, her kazada dağılan aileler, geride kalan acılar… Bu sessiz çığlıkların artık duyulması gerekiyor. Bu yol, yaşamla buluşmalı.
Van-Durankaya-Geçitli-Yalınca güzergâhındaki alternatif yol ile Şırnak-Hakkari hattının bir an evvel hayata geçirilmesi, halkın en büyük beklentisidir. Van ile Hakkari arasındaki mesafeyi 80 kilometre kısaltacak karayolu projesi artık geciktirilmemelidir. Mayıs ayında ilk kazma vurulmalı, ihale süreci hızla tamamlanmalı ve yapım çalışmaları derhâl başlamalıdır. Karayolları Bölge Müdürlükleri ve Ulaştırma ile Altyapı Bakanlığı bu konuya ivedilikle eğilmelidir. Zira bir sonraki baharda benzer acıları kimsenin kaldıracak gücü kalmamıştır.
Her yıl farklı mevsimlerde, kimi zaman karla, kimi zaman çamurla, kimi zaman sisle mücadele edilerek ulaşılan bu yol artık bir kader olmamalıdır. Türkiye’nin dört bir yanında, Hakkari’den çok daha çetin arazilerde yollar yapılmışken bu kentin hâlâ beklemesi akıl almaz bir ihmal zinciridir. Hakkari-Van, Hakkari-Şırnak… İki komşu ilin birbirine bu kadar yakın olduğu coğrafyada yön değiştirerek ilerlemek zorunda kalmak yalnızca mesafeyi artırmaz; aynı zamanda yılların ihmalkârlığını da gözler önüne serer. Dört saat direksiyon başında geçirilen her yolculuk, bu görmezden gelinmişliğin acı bir hatırlatıcısıdır.
Ne yazık ki bu yol yalnızca altyapı yetersizliğiyle sınırlı kalmıyor; insan eliyle büyüyen ihmaller zinciriyle her geçen gün daha da tehlikeli bir hâl alıyor. Hakkari yolu üzerinde yük aşırı fazla, trafik bu yoğunluğu kaldıramıyor. Araçlar bakımsız şekilde yola çıkıyor, çoğu sürücü eski ve yıpranmış lastiklerle seyahat ediyor. Araç bakımları ihmal ediliyor. Sürücüler kurallara uymuyor; trafik levhalarının ve yol çizgilerinin anlamı büyük ölçüde bilinmiyor. Üstelik herkeste bir yere yetişme telaşı, hız tutkusu var. Bu durum her an yeni bir facianın habercisi oluyor. Bu tablo, sadece yolları değil; aynı zamanda toplumsal sorumluluğu da sorgulatıyor.
Cenazeler, gözyaşları içinde binlerce kişi tarafından toprağa verildi. Hakkari’de camiler ve taziye evleri tıklım tıklım doldu. Bir bahar daha hüsranla başladı. Yazıktır. Bu yola kulak verilmelidir.
Biz gazeteciler, bu toprakların sesini duyurmakla yükümlüyüz. Kalemimizle, yüreğimizle, vicdanımızla bu çağrıyı tekrarlıyoruz:
Hakkari yol istiyor.
Güvenli yollarla hayata tutunalım.
Zira bu yol, yaşamla ölüm arasında uzanan ince bir çizgiye dönüşmüştür.