DÜNYA VE KIYAMET
Kıyamet derken semavi dinlere mensup insanların büyük bölümü mahşer gününün kıyametini bilir. İslami inancımıza göre de kıyamet günü gelecek. Dünya ve tüm gezegenler yıkılacak. Meleklerden İsrafil sura üfleyecek ruhlar cesetlere dönecek herkes o gün mahşer meydanına gelecek hesap günü hesap verecek.
Bu uhrevi kıyamettir.
Birde dünyevi kıyametler var. Bunlar birden fazladır.
Birincisi:
Az sayıda birileri yiyecek
O zaman kıyameti bekleyiniz bu günkü MISIR, TUNUS ve LİBYA gibi.
İslam dini bu kıyametin oluşmaması için Devletin malını "bey tül-mal" olarak saymış
Meşru olmayan yollardan kazanç sağlamayı vurgun vurmayı, rüşvet almayı, çalıp çırpmayı onun için yasaklamıştır. Haram kılmıştır.
İslam dini biri yer biri bakar kıyametinin kopmaması içinde zekâtı, fitreyi, sadakayı, yardımlaşmayı emretmiştir.
İkincisi:
İşin ehline verilmemesi ile de kıyamet kopar.
Peygamber efendimiz (S.A.) zamanında Cebrail beyaz bir kıyafetle peygamberin toplantısına katılır. Ya Resulullah kıyamet ne zaman kopacak diye sorar.
Birinci kez vallahi ne soran biliyor nede sorulan diye buyurmuş.
Bir başka soruya "EMANET ZAİL" olunca diye cevap verir.
Ya Resulullah emanet nasıl ne zaman zail olacak diye sorar.
Hazreti peygamber (S.A.) "İŞİ EHLİNE" teslim etmediğiniz zaman kıyameti bekleyiniz demiştir.
Yani doktor olmayana hastayı teslim ederseniz ya öldürür ya sakat bırakır.
Mimar ve mühendis olmayana proje yaptırırsanız bina yıkılır insanlar altında kalır.
Yönetici, uzman olmayan kişileri yönetici yaparsanız asayiş bozulur adalet olmaz anarşi doğar. Hukukçu olmayana adaleti teslim ederseniz toplumda vurma, kırma, öldürme olur. İşte bu gün birçok ülkede yaşananda budur.
Üçüncüsü:
Hakkın teslim edilmemesi ile kıyamet kopar.
İslam dini cuma günü hutbenin sonundaki ayetle bunu açıkça ortaya koymuştur. Hutbenin sonunda okunan ayetle adaletli olunuz, iyilik yapınız, akrabalarınıza ihtiyacı halinde yardımcı olunuz demektedir.
Adaleti sağlamazsanız hakkı yerine teslim etmezseniz hak arayanlar şiddete zora baş vuracaktır. Bunun sonunda oluşacak zorla hak alma davranışı her iki tarafa büyük belalar getirir.
Adalet tecelli etmezse anarşi ve terör, çeteleşme her tarafta kol gezer.
Şimdi bu gün ülkemizde ve dünyada yaşanan huzursuzlukların kaynağı dünyevi kıyametlerin oluşturduğu sonuçlardır.
Demokrasi sadece sandıktan çıkan rakamsal oylama sonucu veya meclislerdeki sandalye kapma olayı değildir.
Mısırda Hüsnü mübarek geçen yıl seçime girmiş en yüksek oyu almıştır. Seçimlerdeki sonuç ve meclisteki mutlak çoğunluk onun yönetiminin sürdürülmesine yeterli olmamıştır. Ülkemizde 1960 öncesi 442 milletvekili ile iktidar olan merhum menderesin DP'sine yine seçim ve parlamento sayıları yetmemiştir. Sayın Süleyman Demirel’in bulsunlar 226'yı düşürsünler hükümeti ile ilgili söylemi onu zincir bozana gönderme işlemini engelliyememiştir.
TUNUS, MISIR, YEMEN ve LİBYA da meydana gelen olaylar dünyevi kıyametlerin getirdiği sonuçlardır.
Birileri yemiş çoğunluk bakmış.
Liyakat sahibi olmayan uzman olmayan kişiler yönetici olmuş.
Hukukun üstünlüğü ilkesi tümden zedelenmiş.
Kürt sorunu - Alevi sorunu - Bölgelerarası dengesizlik alabildiğine uçurum haline gelmiş.
ÖSYM'de ve KPSS' deki sınavlar kültür seviyesi farklılıklardan kıyameti koparma noktasına getirmiştir.
Hakkari'den Başkent'e sesleniyoruz.
Bu kopan dünyevi kıyametleri dikkate alınız.
Eşit özgür yurttaş temelinde yönetiniz hizmet veriniz.
İşsizliğin, adaletsizliğin, yoksulluğun, yolsuzlukların alabildiğine fazlalaştığı toplumlarda kıyametlerin kopması mukadderdir.
Halkın kıyametleri koparma noktasında olduğu dönemlerde engel olunamayacağı ortadadır.
İşte TUNUS, MISIR, YEMEN, ve LİBYA.
Bu gün orta doğunun en istikrarlı ülkesi Türkiye'dir.
Ancak görünen o ki ;her geçen gün din adına, demokrasi adına, yapılan yolsuzluklar, uygulanan vurgun düzeninin sorumluları birer birer yargının önüne çıkarılıyorlar.
Baskıcı demokrasi uygulamaları 12 Haziran 2011 seçimlerinin sonucunu hayra götürmez. Milli gelir dağılımında, istihdam politikasında, bölgelerarası farklılıklar konusunda, kültürler, kökenler ve inançlar arasındaki farklılıklar, yatırım uygulamaları arasındaki ayrımcılıklar, okuma ve işe alma sınavlarındaki adaletsizlikler dikkatle ele alınmalıdır.
Bu sorunlara kalıcı sürekli çözümler, cesaretle acilen olumlu sonuçlara vardırılmalıdır.
Komşulardaki huzursuzluklardan elbette ki komşularda etkilenir örneklenir.
Türkiye cumhuriyeti huzurlu olmalı örnek olmalı sistemimiz ve rejimimiz komşuları özendirmelidir. Her devlet, her kuruluş, her yönetici, her birey dünyevi kıyametleri her an aklına getirerek önlem almalıdır.
Kıyametler kopmadan duyarlı olmak her kese gerekli zorunlu ve yararlıdır.
Sorunları görmemezlikten gelme altı cerahat olup kabuk bağlayan yaraya benzer. Tedavi ettirmez iseniz kıyameti getirir.
Yukarıda değindiğimiz gibi.
Tam demokrasi sadece sandıktan rakamsal sonuçlar alıp meclislerde sandalye kapma ile yaşam bulmaz. Onun gereklerini yerine getirmek kıyametleri engeller...