Hakkâri Milli Eğitiminde 6. kez yerli yani Hakkârili olan bir eğitimci Milli Eğitim Müdürlüğü görevine getirtiliyor.
Daha önceleri yani 70’li yıllarda Evliya Parlak, 80’li yıllarda S. Uğur Sıtkı, 90’lı yıllarda Nazım Erdoğan ve Hamza Kandaş, 2000’li yıllarda Abdulhekim Turgut ve şimdi de Bilal Gür Hakkâri Milli Eğitim Müdürü olarak illerine yani doğup büyüdükleri yöreye Hakkâri’ye hizmet vermeye çalıştılar(!), çalışıyorlar.
Kurumlar atanan yöneticilerle ve yöneticilerin kabiliyet, cesaret, girişimcilik ve projeler üretmesiyle adından ve kendinden söz ettirir.
Eğitim bir ülkenin olmazsa olmazıdır. Eğitimsiz bir ülke düşünülemeyeceği gibi, eğitimsiz bir dünya da var sayılamaz.
Eğitim gelecektir. Eğitim refahtır. Eğitim kalkınmadır. Eğitim aydınlıktır ve eğitim kendisine güven ve geleceğe hükmetmektir.
Türkiye Cumhuriyeti ilk kez Erdoğan Hükümetleri döneminde eğitime harcanan para savunmaya harcanan paradan fazla olmuş ve eğitim için hiçbir çaba ve masraftan kaçınılmamıştır.
Eğitim ülkenin hayati sorunu olmuş ama ne yazık ki eğitim başına getirtilen bakanlardan ancak bir kaçı adını unutturmamış ve hafızalara kazınmıştır yaptığı hizmet ve ortaya koydukları projelerle.
Bunlardan Cumhuriyetin kuruluş yıllarında Hasan Ali Yücel, 80’li yıllarda Avni Akyol ve Erdoğan Hükümetlerinde de Hüseyin Çelik unutulmayan Milli Eğitim Bakanları arasında yer almıştır.
Bazen de eğitim ile işi olmayan mesela bir avukat Milli Eğitim Bakanlığı koltuğuna oturtulmuş ve kendisinden Türkiye’deki eğitime bir çeki düzen vermesi ve eğitimi rayına oturtması istenmiştir.
O yüzden aradan geçen 90 küsur yıla rağmen eğitimimiz henüz istenilen düzeye ulaşamamış ve eğitim sistemimizin hala çok eksiği ve tamamlanacak çok işleri olmuştur.
Başkanlık sistemiyle Milli Eğitim Bakanlığına atanan ve eğitimin içinden gelen, bire bir eğitimi yaşayan Ziya Selçuk tüm eğitim otoriterlerince müspet bulunmuş ve yaptığı açıklamalarla eğitime bir neşter vuracağı ve eğitimi bir çeki düzene sokacağı öngörülmüştür.
Tüm bunları hatırlattıktan sonra Hakkâri Milli Eğitim Müdürlüğünde görev alan yerli Müdürlerin Hakkâri eğitimine neler kazandırdıklarını sorsak sanırım çoğu kişi olumlu bir yanıt ve kanıtlanmış bir başarıyı gösteremez.
Kişi kendi ilinde diğer müdürlerin aksine çok daha fazla gayret göstereceği, eğitimi yakından bildiği ve şahit olduğu aksaklıkları gördüğü için bunları ortadan kaldıracak ve Hakkâri Eğitimini istenilen düzeye çıkması için gecesini gündüzüne katarak gayret sarf edeceği umulmaktaydı.
Dönüp baktığımızda gerçekten öyle miydi?
Eğitim sistemine ihalelerin ve her türlü harcamaların yapılması yetkisinin mili eğitime verilmesinden sonra eğitimin kalitesinin daha fazla düştüğü ve bir eğitimcinin kendi amirine ulaşmada çektiği sıkıntıyı bir müteahhidin hiçbir zaman çekmediği ve müteahhidin eğitim teşkilatının en başındaki kişilerle saatlerce odasında kaldığı gözlenmiştir.
Acaba bu müteahhitlerle teşkilat müdürü saatlerce odasında eğitimi mi konuşmuştur!
Hakkâri eğitiminde 21 yıllık bir hizmeti olan, Hakkâri’ye öğretmen olarak atandıktan sonra bununla yetinmeyerek yaptığı çalışmalarla eğitimde yönetici sınıfına geçen, Hakkâri Kız YİBO ve Akçalı YİBO Okul Müdürlüklerinden sonra Hakkâri Milli Eğitim Şube Müdürlüğü ve Hakkâri Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı görevlerine atanan Bilal Gür, Müdür Veysel Durgun’un Adana’ya tayininin çıkmasının ardından geçen hafta Hakkâri Milli Eğitim Müdürlüğü koltuğuna oturdu.
Eğitimin içinden gelen ve Hakkari eğitiminin içinde bulunduğu şartları çok iyi bilen Sayın Gür’ün Hakkari eğitimine nasıl bir neşter vuracağı, Hakkari eğitiminin bir üst sıraya yükselmesi için nasıl bir çaba ve çalışmanın içerisinde olacağını yakında gözlemleyeceğiz.
Geçen beş yerli Milli Eğitim Müdürünün aksine Sayın Bilal Gür’ün farklı bir profil ve farklı bir çalışma ve başarı grafiğini yakalayacağını umuyoruz.
Diğer Müdürler gibi unutulmaması, gelecekte hayırlarla yâd edilmesi ve geleceğimiz olan çocuklarımızın yarının eğitimine başarılı bir şekilde katılması için Bilal Gür’den çok şey bekliyoruz.
Bilal Gür’ün şanslı tarafı Ziya Selçuk gibi eğitim duayeni olmuş bir Milli Eğitim Bakanının Hakkâri Milli Eğitim Müdürünün olması.
Tüm bu şanslarını yerinde ve zamanında kullanacağı, hiçbir şaibe ve dedikodulara mahal vermeden Hakkâri Eğitimini istenilen düzeye çıkarması kendi başarılarından ziyade Hakkâri halkının kendisine dayattığı bir zorunluluktur.
Olumlu her icraatını yerinde görüp destekleyeceğimizi ve olumsuz gördüğümüz her çalışmasını tenkit ve eleştireceğimizi buradan bir kez daha belirtiyor, Sayın Bilal Gür’e Hakkâri Milli Eğitim Müdürü olarak başarılar diliyoruz.
