Geçen hafta internet gazetelerini okurken yan yana duran iki haber dikkatimi çekti. Haberlerden bir tanesi “İnsanlık daha ölmemiş” ve diğeri “Zevk için öldürdüm” başlıklı haberlerdi.
Çoğu okurların okuduğuna ve dikkatini çektiğine emin olduğum bu “İnsanlık daha ölmemiş” haberini kısaca okurlara hatırlatalım.
“Adanalı bir işçi, yanına çoluğunu çocuğunu alarak Manisa’ya zeytin toplamaya gidiyor. Beş-on gün çalıştıktan sonra işverenle anlaşamıyor ve memleketi olan Adana’ya geri dönüyor. Sahibi bulunduğu minibüse çoluk çocuğu olan on kişiyi ve gerekli eşyalarını bindirerek yola çıkıyor. Afyonkarahisar yakınlarına gelindiğinde aracı arıza veriyor ve yolda kalıyorlar.
Ulaştıkları çekici vasıtasıyla araçlarını sanayiye tamire götürüyorlar. Gelen tamirciler aracın arızasını bulamıyor ve gideremiyorlar. Adanalı işçi cebinde parası yok. Otele de gidemiyorlar.
Sanayide yaktıkları ateşin etrafında ve eksi 5 derece soğukta getirdikleri hasır ve bir iki battaniye ile geceyi geçirmeye çalışıyorlar. Oradan geçenler bu ailenin içinde bulunduğu içler acısı hallerini görüp telefona çekip Wahtcapta paylaşıyorlar.
Kısa sürede onlarca aile bunların nerede olduklarını ve nasıl yardım edeceklerini, misafir etmek istediklerini bildirerek mağdur olmuş bu ailenin yanına koşuyor ve onları soğuk kış gecelerinin insafına bırakmıyorlar. Güzel bir Anadolu misafirperverliği ve insanın gözyaşlarına boğan bir insanlık dersi sergiliyorlar.
Aynı olaylar çoğu kez yurdumuzun değişik bölgelerinde de sergilenmektedir. Darda kalana yardım, açıkta kalanı misafir etme, yediği ekmeği bölüştürme…
Bu insanlık hasletlerimiz. Bunu yapmak ve mazlumun yardımına koşmak Anadolu insanının yaşamının bir parçası! Baksanıza 3,5 milyon Suriyeliyi beş altı yıldır milletçe misafir etmiyor muyuz? Bunu hangi Avrupa veya kendilerine medeni diyen batılı ülkeler yapar?
Kendi vatandaşımızı çoluk çocuğuyla bir gece misafir etmişsek çok büyük ve insanlık ölmemiş dedirtecek kadar büyük bir haber olmasa gerek!
Şöyle Doğu ve Güneydoğuya baktığınızda misafirsiz günü geçmeyen nice nice ailelerimiz var.
Gelelim ikinci habere. Bu haberde de komşusunu öldüren bir katilden söz ediliyor ve katilin ağzından çıkan sözler insanı şoke ediyor.
“Zevk için öldürdüm”
İşte burada durup düşünmek ve niçin bu hallere düştüğümüzü sorgulamak gerek!
Peygamberimizin “Bir kişiyi öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir” hadisine mazhar olmuş bir ümmet olarak bugün hiç yere ve çok küçük bir sebepten dolayı katil olunabiliyor ve bunu hiç önemsememiş ve işlediği cinayeti “Zevk için yaptım” dedirtecek boyuta taşınıyorsa insanlığımızı, Müslümanlığımızı, kişiliğimizi ve değerlerimizi çok iyi tahlil etmeliyiz.
Bizlere ne oldu?
Eşini, çocuğunu, kayın peder ve kaynanasını, babasını, kardeşini, amca ve dayısını, komşusunu hâsılı gözü karardığında rastladığı kimi varsa öldürmekten çekinmeyen ve katilliğini pişmanlıktan öte zevk ve haklılık payesine oturtmaya çalışan bizlere ne oldu?
İşte asıl haber bunu araştırıp sormak, bizi bu hallere düşüren ve bu hallere sokan sorunları ve durumları irdelemektir.
Bir karıncayı ezmekten korkan bu milletten nasıl oluyor da “Zevk için öldürdüm” katilliğine çıkan bir insan güruhu çıkabiliyor?
Sahi, bizlere ne oldu..!