Bilindiği gibi 1Ocak 2019 tarihinden itibaren tüm Türkiye’de naylon poşetler 25 kuruş karşılığında müşterilere verilecektir.
Çevreyi çok olumsuz etkileyen ve çevre kirliğinde başı çeken naylon poşetlerin kullanımı çok artmış ve çevrenin baş düşmanı halini almıştı. DİE’nce yapılan istatistiklere göre Türkiye’de her bir kişiye yıl bazında 400 adet naylon poşet düşmektedir.
Türkiye’nin nüfusunun 80 milyon olduğu düşünüldüğünde yılda doğaya yani tabiata veya çevreye bıraktığımız sadece poşet adedi 80.000.000x400=32.000.000.000 (otuzikimilyar adet ) gibi devasa bir rakam çıkmakta ve güzel ülkemizi kirletmekteyiz.
Çevre duyarlılığı olan ve çevrenin aşırı kirletilmesiyle oluşan olumsuz görüntü, koku, sağlık açısından tehlikeli durumun bilincine varan doğaseverler bunun böyle gidemeyeceğini, bir an önce bir çözümün bulunmasını ve insan eliyle doğayı katletmenin gelecek kuşaklar için yaşanmaz bir dünya yaratacağının farkına vardılar.
Kullanımı kolay olan ama doğada beşyüz yıl gibi çok uzun sürede ancak çözümlenebilen ve yok olan naylonların saltanatına bir son vermek gerekiyordu.
Bunun için başta büyük marketler ve alış veriş merkezleri ve tüm yurtta 1 Ocak 2019 tarihi itibarıyla naylon poşet kullanımının azaltılması, minimum seviyeye indirilmesi ve çevre duyarlılığı ve çevrenin daha az kirletilmesi için tanesinin 25 kuruştan satılmasını ve böylelikle elde edilecek gelirlerle çevre temizliğine katkı sunulacağı ve çevrenin korunacağı hesap ediliyordu.
Bu projeyi ve bu uygulamayı canı gönülden destekliyoruz.
Hatırlıyorum ve yaşı kemale ermişler de hatırlayacaklardır.
Zamanımızda yani bundan 25-30 yıl öncesine kadar bakkal ve dükkân ile manavlarda kâğıttan yapılmış kese kâğıdı dediğimiz poşetlere alacağımız ürün bırakılır ve bunlar file dediğimiz ipten yapılmış örgülü poşet taşıyıcısına konulurdu.
O şekilde erzak ve alacağımız gıda ürünlerini eve getirirdik. Kese kâğıtlar ya yakılır veya tekrar tekrar kullanılırdı. Çevreye atılsa bile iki yağmur ve güneş gördü mü çözülür ve bir çevre felaketine yol açmazdı.
En basitini bugün Hakkâri için söylüyorum.
Şöyle Zap vadisine indiğinizde ve Zap Vadisi boyunca ağaç ve çalı çırpıya takılan binler, onbinler ve yüzbinlerce naylon poşet artıklarını görürsünüz. Görüntüsü bile insana acı veren, hüzünlendiren ve insanlığından utandıran görüntülere rastlarsınız.
Ve ne yazık ki bunu yaratan bizleriz. Naylon kullanan ve naylon kullanmaktan vazgeçmeyen bizler…
21. yüzyıl insanı ve medeni olan(!) bizler.
Medeni insan bu olmamalı.
Medeni insan çevre duyarlılığı olan, çevresini seven ve koruyan ve yarınki kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakan olmalıdır.
Vira Bismillah deyip ata babalarımızın kullandığı kese kâğıtlarına dönmeli ve gerekirse evde örülecek ip filelerle alış verişimizi yapmalıyız.
Gelecek kuşaklara ancak bu şekilde temiz bir dünya bırakır ve kendimizi affettiririz.
