Geçmişten günümüze Hakkari'deki kayak serüvenimiz
Yıl 1987 henüz 8 yaşındaydım. ilkokul öğrencisiyken kışın yağan kar bizim için bir nimetti.
Evlerimizin şehir stadyumu yanında yer alması bizleri spora bağlamıştı. Hakkari'nin nüfusu o dönemler yanılmıyorsam 20 bine yakın idi.
Evler çoğunlukla toprak, tek kat ya da en fazla 2 kattan oluşuyordu. Merkezde oturduğumuz için bazı resmi kurumlar mahallemizle iç içeydi. Özellikle İl Gençlik ve Spor Müdürlüğü binası, şehir stadyumu ve bir kapalı spor salonu binasının mahallemizde olması bizim sporla daha erken tanışmamızı sağladı.
Bazen nadir de olsa bazı profesyonel kayakçıların kışın sabahın erken saatlerinde stadyumda antrenman yapmalarını izlemek hep ilgimizi çekmişti. Kış sporlarını çok sevmeye başlamıştık.
Rahmetli babam eski ismiyle Köy Hizmetleri personeli idi. Bir gün babamdan atölyede metalden oluşan yarım metrelik kayak takımı yapmasını istemiştim. Babam da bu isteğimi geri çevirmedi. Bana ve arkadaşıma birer tane kayak yapmıştı. Ayakkabı boyutuna göre kayağı delip kayağa kablo geçirmek suretiyle ayağımıza bağlayıp, her gün okul çıkışında ve hafta sonlarında kaymaya başlıyorduk.
Çok mutlu olmuştuk ve böylelikle ilk amatör kayak serüvenimiz başlamış oldu. Mahallemizin tek yolu vardı. Çevre yolu yoktu. Mahallemizin tüm giriş çıkışları sadece bu yoldan ibaretti. Araç ve insan trafiği yoktu. Bu durum bu yolda kayak yapmamıza imkan veriyordu. Özellikle Hakkari Lisesi'nden hastaneye ve Şehit Selahattin ilkokulu'na yokuş aşağı inen yol çocukluğumuzun vazgeçilmez kayak pistiydi.
Hakkari'de kayaklı koşunun yaygınlaşmasında Geçik ve Spor Müdürlüğü'nde görevli aynı zamanda kayaklı koşuda Hakkar'nin ilk milli sporcusu olan Sayın Cahit Taş'ın çok emekleri oldu. Kaymamızı takip edip bizlere seslenirdi: Çocuklar kayak sporunu seviyor musunuz? evet derdik. O zaman yarın sabah saat 9 da sizi kurumda bekliyorum derdi. Zaten hafta sonuna denk geliyordu gidişimiz. Çok heyecanlıydık. Benle Rahmetli İbo .
Cahit bey Kapalı spor salonuna gidip depoda sıfır kayak çıkarıp montajını yapardı. Bizlere tulum eldiven, gözlük, boylarımıza göre de kayak verip şehir stadyumunda antrenman heyecanını yaşatıyordu bizlere.
Tabi bahs ettiğim kayak, kayaklı koşu diğer ismiyle Mukavmemet diye geçiyor, bu kayakta güç, kuvvet, teknik çok önemli idi.
2 ay boyunca eğitildik ve her geçen gün daha da parlıyorduk. O dönemler ne kayak pisti ne ulaşım ne de yeterli kayak malzemesi vardı. Çok zor şartlar altında spor yapıyorduk. Tabi kış sporumuz ile okulumuz saatleri çakıştığı için derslerimizde aksama oluyordu. Ama kayaktan da kopamıyorduk.
En güzel antrenmanlarımız Yüksekova Yatılı İlköğretim Okulu'nda 15 gün olan yarı yıl tatilinde geçiyordu. Eksiksiz antrenman yapma şansımız oluyordu. Her geçen gün daha da hızlanıyorduk. Türkiye Kayak Federasyonu Tarafından yapılan yarışlarda derece sahibi olduk.
Hakkari’de Kayaklı koşu sporu içinde bizler 10 sporcu vardık veya yoktuk. 7 yıl kayabildik. Hem kış sporları tesislerinin olmayışı hem de eğitim ve öğrenimimde geri kalma endişesinden dolayı kayak kaymayı artık bıraktıysak da daha sonraları fırsat buldukça kayak kaymaya devam ettik. Özellikle son zamanlarda kayak tesisinin açılmasıyla kayak yapma isteğimiz daha da canlandı.
VE BUGÜN
Hakkari, halkıyla yöneticileriyle, büyük özveride bulunup, kış turizminin canlandırılması amacıyla çeşitli çalışmalar sonucunda Merga Bütan Kayak Tesislerine kavuştu. Aynı zamanda ilçemiz Yüksekova'da da kayaklı koşuda bir sürü milli sporcu yetişti.