Zap Kirlenmesin, Tıpkı Munzur Gibi Berrak Aksın
Doğa bize yaşam verir. İçinde sakladığı tüm güzellikler, bir yandan nefes almamızı sağlarken bir yandan ruhumuza huzur verir. Ancak bu güzelliklerin birçoğu, insanların bilinçsiz davranışları yüzünden yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Bugün Zap Nehri’ni konuşalım.
Zap, Hakkâri'nin ve bölgenin can damarlarından biri. Hırçın akan suları, bölgenin coğrafyasına hayat verirken adeta doğanın özgürlüğünü yansıtıyor. Ancak ne yazık ki, bugün Zap içler acısı bir halde. Nehre dökülen molozlar ve atıklar, Zap’ın ruhunu yaralıyor. Hüznün gözyaşları Zap’a karışıyor; Zap adeta yalvarıyor: “Beni kirletmeyin!”
Oysa Zap sadece bir nehir değil; Hakkâri için hayatın kaynağı. Bölgenin en güzel sazan ve alabalıklarının yetiştiği bu nehir, aynı zamanda yöre halkının geçim kaynağı ve doğal ekosistemin vazgeçilmez bir parçası. Nehrin etrafını süsleyen ceviz ağaçları, doğanın sunduğu cömertliklerin bir simgesi. Bu ceviz ağaçları sadece yemişleriyle değil, bölgenin biyolojik çeşitliliğine katkısıyla da Zap Vadisi’nin ruhunu oluşturuyor.
Unutulmamalıdır ki Zap Nehri, Dicle ve Fırat’a doğru yolculuğuna devam eden bir yaşam kaynağıdır. Bu büyük nehirleri bekleyen Zap’ın temiz kalması, sadece Hakkâri’nin değil, Mezopotamya’nın bereketli topraklarının kaderini de belirleyecektir. Zap’ın hırçın ve coşkulu akışıyla Dicle-Fırat’a kavuşması gerekiyor; hüznün gözyaşlarıyla değil.
Zap’ın temiz kalması, sadece doğayı değil, Hakkâri’nin kültürel, ekonomik ve ekolojik değerlerini de yaşatmak demek. Bu sorunun cevabı, hepimizin sorumluluğunda. Sadece yetkililere değil, yöre halkına ve bölgeye gelen misafirlere de büyük iş düşüyor. Çevre bilinci oluşturulmalı, nehrin korunması için eğitimler ve projeler hayata geçirilmeli. Unutmayalım ki bir nehir temizse çevresi de güzelleşir, hayat canlanır.
Doğal güzelliklerimizi korumak, bir mirası geleceğe taşımaktır. Zap’ın berrak ve hırçın bir şekilde akmaya devam etmesi, sadece Hakkâri’nin değil, tüm Türkiye’nin gururu olacaktır. Bugün, bu konuda bir adım atalım. Geleceğin nehirleri, bugünkü çabalarımızla şekillenecek.
Zap kirlenmesin, tıpkı Munzur gibi berrak aksın. Zap ağlamasın, çünkü Dicle-Fırat onu bekliyor.